Yüksek faiz ortamı ve TL’nin değerlenmesi hayat sigortalarına ilgiyi artıracak. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) yeni Yönetim Kurulunun basın mensuplarıyla buluştuğu toplantıda, sigorta sektörünün ilk çeyrek rakamları ve TSB’nin gelecek döneme yönelik hedefleri konuşuldu. Toplantıya, TSB Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcıları Ahmet Yaşar ve Taylan Türkölmez, Yönetim Kurulu Üyesi Erol Öztürkoğlu ile TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı katıldı.
Uğur Gülen, sektörün 5 yıllık stratejisini hazırladıklarını belirterek, “2025-2030 yıllarını kapsayan strateji çalışmalara başladık. Stratejimizin temelini de sektörümüz için önceliklendirdiğimiz sigortalılık oranlarının artırılması, deprem, sürdürülebilirlik ve eğitim konuları üzerine oluşturuyoruz.” dedi.
TL’YE DÖNÜŞ BAŞLADI
Taylan Türkölmez, hayat sigortacılığında önemli sıçrama arifesinde olunduğunu, yatırım fonlu hayat sigortası için çalışmalara başlandığını kaydetti. Prim iadeli hayat sigortalarına ilgi olduğunu, önümüzdeki dönem daha da ivme kazanacağını ifade eden Türkölmez, “Prim iadeli hayat sigortalarının önemli kısmı dövize endeksli. Yüksek faiz ortamı TL bazlı hayat sigortalarının piyasada var olmasını sağlayacak” dedi.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile yatırım fonlu hayat sigortaları üzerine çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Türkölmez, şunları söyledi: “Mevzuatı çıktığında ve TL bazlı ürünler devreye girdiğinde büyüme hızlanacak. Bireysel emekliliğe rakip değil ama BES gibi çalışan, ödenen primlere vergi avantajı sağlayan, şirketlerin oluşturacağı yatırım fonlarına yatırım yaparak müşteriyi doğru fonlara yönlendiren, birikimli hayat sigortacılığını yeniden canlandıracak bir üründen bahsediyoruz. Biz sektör olarak çok istekliyiz, SEDDK da pozitif bakıyor. Yatırım fonlu hayat sigortaları ile TL’ye dönüştü ciddi bir karşılık bulacaktır. Çünkü yavaş yavaş TL enstrümanlara dönüş var. Bu da ihtiyacı karşılayacak bir ürün”
SPK İLE GÖRÜŞÜYORUZ
Türkölmez, emeklilik fonları ile yatırım fonlarının aynı seviyelere geldiğine de dikkat çekerek, “Aynı mevzuat haklarına sahip olmamız gerekiyor. Sermaye Piyasası Kurulu ile de görüşüyoruz. Bizler emeklilik fonları aracılığıyla girişim sermayesi fonlarına yatırım yapıyoruz ama bizim tarafımızdan kurulan bir fon olması gerekiyor “ dedi.
Erol Öztürkoğlu, yatırım fonlarının kısa vadeli tasarrufu, BES’in ise uzun vadeli fonları finanse eden bir sistem olduğunu belirterek, “Rakipmiş gibi gözüküyor ama aynı model işliyor. Tamamen birbirini tamamlayan bir sistem” şeklinde konuştu.